WhatsApp : +91 00000-55555

Blog Detay

blog detay
Paris’te Kaybolmak: Sadece Eiffel Değil, Sokaklar da Aşık Ediyor
Paris… Sadece bir şehir değil, bir hissin adı. Bazen bir sabah sessizliğinde, bazen bir sokak köşesinde, bazen de kaldırım taşlarına vuran gölgelerde seni ansızın yakalayan bir ruh hali. Gözlerini Saint-Germain-des-Prés’de açıp taze bir croissant eşliğinde sokağa adım atmak, henüz kalabalıklar dolmadan Rue de Buci’de sıcak kahveni yudumlayıp kaldırım kenarında oturmak; hepsi tek başına bir günün özetidir bu şehirde. Paris’in her köşesi tarihle fısıldaşır. Sadece Eiffel Kulesi ya da Louvre Müzesi değildir onun büyüsü. Asıl şiirsellik, Seine Nehri kıyısında yürürken hafifçe esen rüzgârın saçlarını karıştırmasında, gölgedeki kitapçının kapısından gelen sayfa sesinde gizlidir. Shakespeare and Company’de eski ciltli kitaplara dokunmak, sonra kendini bir sokak sanatçısının kemanına bırakmak; Paris’in plansız sürprizleridir bunlar — seni hazırlıksız yakalar ama asla rahatsız etmez. Montmartre, gün batımıyla başka bir yüzünü gösterir. Sacré-Cœur Bazilikası'nın merdivenlerinden oturup şehre bakarken yalnızlık hissine yer yoktur. Çünkü Paris sana, sadece kendinle olmanın da dolu dolu bir varoluş olduğunu hatırlatır. Aşık olmak için bir başkasına değil, bu şehre adım atman yeterlidir. Paris’te yemek, sadece beslenmek değil; bir yaşam estetiğidir. Bir baget, biraz Brie peyniri, yanına belki bir tarte tatin ile kurulan sade bir masa, bir Fransız lokantasının ağır ihtişamına gerek bırakmaz. Bu şehirde yemek kokuları nostaljiyle iç içe geçer, fırınlardan gelen vanilya ve tereyağı kokusu, çocukluk anılarını çağırır gibi olur. Bir kafeye oturup saatlerce gelen geçeni izlemek, bir Parisli gibi düşünmenin ilk adımıdır. Belki bir çocuk okul çantasını taşıyordur, belki bir ressam paletini omzuna almıştır. Herkesin bir hikâyesi, her sokağın bir ritmi vardır bu şehirde. Paris’te zaman sanki başka bir akışta ilerler. Koşturmak yerine yürümeyi, tüketmek yerine hissetmeyi öğretir. Ve her köşesi, zihninde iz bırakacak kadar derindir. Dönüş vakti geldiğinde, kalbinin bir kısmı orada kalır ve sormadan edemezsin: “Buradan nasıl kopacağım?”


Bir Yorum Bırakın !

Web hosting by Somee.com